Kudüs’ün Tarihsel Sürecini Gözü Bir Asırdır Yaşlı - Kayaşehir İstanbul

28 Mart 2024 - 09:21

Kudüs’ün Tarihsel Sürecini Gözü Bir Asırdır Yaşlı

Tarihi M.Ö. 2600 yılına kadar uzanan Kudüs’ün köyden kutsal şehre dönüşmesi Hz. Davud döneminde başlıyor.

Son Güncelleme :

08 Aralık 2017 - 9:47

Kudüs’ün Tarihsel Sürecini Gözü Bir Asırdır Yaşlı

Tarihi M.Ö. 2600 yılına kadar uzanan Kudüs’ün köyden kutsal şehre dönüşmesi Hz. Davud döneminde başlıyor. 1517’den 1917’ye kadar süren Osmanlı hakimiyeti boyunca Musevi, Hıristiyan ve Müslümanların kardeşçe yaşadığı kent bir asırdır gözyaşı ile anılıyor…

Birinci Dünya Savaşı sürecinde, Kudüs’ü ziyaret eden Enver Paşa ve Cemal Paşa, dönemin önde gelen din adamlarıyla Mescid-i Aksa’da.  (Dr. Mehmet Tütüncü’nün  arşivinden)ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasıyla başlayan gerilim yükselirken; Müslüman, Hristiyan ve Yahudiler için kutsal sayılan Kudüs üzerinden yeni çatışmaların yaşanmasından endişe ediliyor. Kudüs’ün Tarihsel Sürecini

Kudüs’ün tarihsel sürecini Milliyet’e yorumlayan Türk ve Arap Dünyası Araştırma Merkezi Başkanı tarihçi Dr. Mehmet Tütüncü bugün yaşananların fitilini 1. Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizler’in ateşlediğini söyledi. Kudüs neden 3 din için de kutsal kabul ediliyor? Kudüs üç semavi din için de kutsal. Kayıp 12 İsrail kavminin birleşmesiyle milattan önce 1000’de Kudüs’te ilk Yahudi devleti kuruldu. Yahudiler, ilk mabedleri olan Süleyman Tapınağı’nı da Kudüs’te bugünkü Mescid-i Aksa’nın olduğu bölgede kurdu. Hristiyanlar için Kudüs Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği, hacı oldukları kent anlamını taşıyor. Kudüs, Müslümanlar için de kutsal. Şehir ilk kıble ve Hz. Muhammed’in miraca yükseldiği yer olarak kabul ediliyor. Kudüs ne zaman Osmanlı hakimiyetine geçti?Romalılar, milattan sonra 74’ten sonra Kudüs’ü işgal ederek Yahudiler’i bölgeden kovdu.

Kudüs, uzunca süre Roma İmparatorluğu’nun hakimiyetinde kalırken Yahudiler’in kente girmesi yasaklandı. Hz. Ömer döneminde Kudüs, Müslümanlar’ın eline geçti. 1099’da Haçlılar, Kudüs’ü Müslümanlar’dan alarak “Kudüs Krallığı”nı kurdu. 80-90 yıllık Haçlı hakimiyetinden sonra 1187’de Selahaddin Eyyübi kenti geri aldı. Eyyübiler’den sonra Memlükler’in eline geçen şehir, 1517’de Yavuz Sultan Selim tarafından Türk hakimiyetine girdi. Yavuz, Kudüs’te diğer dinlere özgürlük tanıdığını ilan ederken, insanlar 401 yıl barış içinde yaşamlarını sürdürdüler.Kudüs’ü nasıl kaybettik?Bugüne yansıyan sorunların ilk çıkış noktası 1. Dünya Savaşı’nda sonra yaşanan süreç. 1. Dünya Savaşı’nda İngiliz’e karşı Gazze Savaşları’nı kaybedince geri çekilmeye başladık. Dönemin Kudüs Kaymakamı İzzet Bey, şehirdeki kutsal mekanların zarar görmemesi için Osmanlı askerlerini geri çektiğini açıklayan bir mektup yayınladı. Asıl gerekçe müttefikimiz Almanya’nın, Hristiyan mabedlerinin zarar göreceği gerekçesiyle çatışmaya karşı çıkmasıydı.

İngiliz General Edmund Allenby 11 Aralık 1917’de kente girdi. İngilizler, 1948 yılına kadar Kudüs ve çevresinde manda yönetimi kurup başına da Yahudi kökenli bir vali atadı. Müslümanların tavrı ne olmuştu? 1. Dünya Savaşı’nda gözden kaçan bir nokta var. Arabistan’daki Şerif Hüseyin, İngilizler’in desteği ile Mekke’de isyan başlattığında, asıl planı Filistin topraklarının Osmanlı’dan alınmasıydı. Arap yarımadasında isyan çıkmamış olsa Kudüs düşmezdi. İngilizler, Osmanlı ordusunu Arabistan’da kilitleyerek Kudüs’ü işgal ettiler.  Kudüs’ün Tarihsel Sürecini

Şerif Hüseyin bu planda piyondu. İngiltere ve Fransa arasında imzalanan Sykes-Pichot antlaşması sonucunda Filistin, İngiliz hakimiyetine girdi. Lloyd George’un başbakanlığındaki kabinede Dışişleri Bakanı olan Arthur Balfour’un girişimiyle açıklanan Balfour Deklarasyonu, Kudüs’ün yeniden Yahudi yerleşimine açılmasına olanak sağladı. Balfour, dünyanın en zengin Yahudi ailesi Rothschild’e yazdığı mektuplarda “Biz Yahudiler’in Filistin’de yurt kurmalarına müsaade edeceğiz” ifadelerini kullandı. Filistinli Müslümanlar 1917-1948 arasında birkaç kez ayaklandı ancak İngilizler isyanları bastırdı. 2. Dünya Savaşı’nda Kudüs Müftüsü Emin Hüseyin-i Hitler’e yanaşsa da Almanlar’ın mağlup olması planları altüst etti.

‘Amerika planladı İngiltere uyguladı’1948 sonrası süreç nasıl işledi? İngilizler’in planı nasıl işledi?Asıl İngiliz oyunu 1948’de sahnelendi. İngilizler, bir gecede Filistin topraklarından çekilme kararı aldı. Bu çekilme planı ABD ve Yahudi lobisinin bilgisi dahilindeydi. Yıllarca silahlanmasına göz yumulan Yahudi milisleri ordu kurup bir gecede İsrail devletini kurduklarını ilan ettiler. 2. Dünya Savaşı aslında İsrail devletinin kurulmasına yol açtı. Planın mimarı İngilizler, uygulayıcısı Amerikalılar oldu.Arap dünyası neden etkisiz kaldı?

1948’den sonra Filistin topraklarındaki çatışmalarda Yahudiler galip çıktı. Kudüs 1967’ye kadar Ürdün’e bağlıydı. 1967’deki 6 gün savaşlarında Suriye, Ürdün ve Mısır ittifakı İsrail’e mağlup olunca, İsrail Kudüs ve Batı Şeria’yı işgal etti. Asıl felaket 1973’teki Yong Kippur savaşında yaşandı. Mısır, Suriye, Irak ittifakı İsrail’e saldırdı ancak savaşın sonunda İsrail galip gelerek Sina Yarımadası ve Golan tepelerini işgal etti. Araplar 1917’den bugüne kadar her isyan ve savaşta İsrail’e yenildi. Mısır’ın İsrail’i tanımasından sonra Sina Yarımadası yeniden Mısır’a bırakıldı. ‘Hak iddia etmek imkânsız’Türkiye Kudüs üzerinde tarihsel açıdan hak iddia edebilir mi?

1. Dünya Savaşı’ndan sonra Filistin ve Kudüs üzerinde bir rolümüz olmadı. Türkiye, 1948’de İsrail’i tanıyan ilk ülkelerden. Mavi Marmara baskınına kadar İsrail ile barış ve iyi ilişkiler sürdüren tek Müslüman ülke konumundaydık. 2. Abdülhamid’in şahsi tapuları dışında, Filistin üzerinde hak iddia edebileceğimiz hukuki bir durum yok. 2. Abdülhamid’in kişisel arazileri olduğunu biliyoruz ancak varislerin İsrail’den bu toprakları almaları veya tazminat kazanımı bana kalırsa imkansız. 2. Abdülhamid döneminde Rothschild ailesine satılan topraklar olduğunu biliyoruz. İsrail, 1980’de Kudüs’ü tek taraflı başkent ilan etmiş ancak hiçbir ülke bugüne kadar bu kararı tanımamıştı.”

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.