‘Kalbimdeki Deniz’ dizisinin Deniz’i Özge Özberk’e göre, diziler suya yazı yazmaktan öteye geçemiyor. Oyuncu, “Gençlere tavsiyem; şöhret için değil, kalbiniz çarptığı için projeleri değerlendirin” dedi. Özge Özberk Röportaj verdi.
İnandığı projeleri seçiyor, “Rolüm, ‘Kayıt’ ve ‘Kestik’ arasında can bulur” diyor. ‘Kalbimdeki Deniz’de Deniz karakterini canlandıran Özge Özberk ’le dizisini, rol aldığı ‘Arif V 216’ filmini ve oğlu Leo’ya düşkünlüğünü konuştuk.
Özge Özberk Röportaj
‘Kalbimdeki Deniz’ dizisi ikinci sezonunda. Canlandırdığınız karakter neler kattı?
Deniz’in yaşamını üç fazda incelemek gerekir. Evlenene kadar babasıyla beraber yaşadığı zorlu hayatı, evlendikten sonraki rahat, huzurlu yaşamı ve son olarak boşandıktan sonra Deniz’i Deniz yapan, zorluklarla karşılaştığı mahalle hayatı. Deniz bize tek başına, çocuklarına bakmakla yükümlü bir kadının yaşam mücadelesini anlattı. Birikim yapmadan, geleceği garanti altına almadan yaşamamamız gerektiğini gösterdi.
Özge Özberk Röportaj: Dizi işi suya yazı yazmak gibi
Size benzeyen yanları var mı?
Bazı bölümlerdeki olayları irdelemeden kabul edişlerini zaman zaman kendime çok benzetiyorum. Diziler artık 3-4 bölümde bitebiliyor. Bu durum oyuncunun psikolojisini nasıl etkiliyor? Gençlere neler tavsiye edersiniz?
Dizi işi suya yazı yazmaktan öteye geçemiyor maalesef. Neden eski dizilerin hâlâ unutulmazlar arasında yer aldığını düşünün; ‘Süper Baba’, Çemberimde Gül Oya’ ve ‘İkinci Bahar’… Samimiyet, iyi senaryo, bizden olması, anlatacak derdinin olması en önemli etkenler. Dizinin kaldırılmasıyla depresyona giren oyuncu hiç görmedim. Sadece salt olarak oyuncuya malediliyorsa bu da çok yanlış. Dizi ekip işidir, bir zincirdir. Yapımdan senaryoya, ışıktan rejiye her şeyi tam olmalı. Genç oyunculara tavsiyem; şöhret için değil, kalbiniz çarptığı için projeleri değerlendirin.
Deniz ve Mirat gibi aşıklar günümüzde var mı sizce?
Telefonlardan başlarını kaldırabilirlerse neden olmasın?
Siz aşkı nasıl yaşarsınız?
Aşk bir çoşku halidir. Çoşkuluyum.. ‘Anne olmak tarifsiz bir duygu’ Oğlunuz Leo’nun oyuncu olmasını ister misiniz?
Eğer çok sever ve isterse, daha önemlisi yeteneği varsa neden olmasın?
Özge Özberk Röportaj: Dizi işi suya yazı yazmak gibi
Anne-oğul birlikte nasıl vakit geçiriyorsunuz?
İkinci sınıfa başladı, dersleri yoğun. Eğlenceli bir çocuk. Sinemaya ve tiyatroya gitmek, birlikte lego dünyasını keşfetmek çok keyifli.
Anne olmak hayatınızda neleri değiştirdi?
Anne olmanın bir tarifi var mı onu bulamadım henüz. Karşılıksız sarılmak ve sevdiğini söylemek gibi bir şey. Tarifi yok. ‘Arkadaşlarımın telefonunda Ceku diye kayıtlıyım’
Yaz aylarında yeni filminiz ‘Arif V 216’nın çekimleri gerçekleşti. Yıllar sonra Ceku karakterini oynamak nasıl bir duygu?
Çok özlemişim. Aynı kadroyla yıllar öncesine gitmek paha biçilmez bir duygu. Hâlâ telefonlarında Ceku diye kayıtlı oluşum, Ceku’ya olan bağlılığımızı ve sevgimizi işaret ediyor.
Seyirci filmi merakla bekliyor. Beklenti sizi korkutuyor mu?
Cem ’in (Cem Yılmaz) filmlerinde her zaman bir beklenti ve hep aynı soru söz konusu; gülecek miyiz? Cem, anlatmak istediğini çok iyi oynayan ve yazan bir aktör. Başarılı ve keyifli projeler üretiyor. Bence beklenti başarı değil, “Sonraki proje nedir?” olmalı.
Sette ortam nasıldı?
Oldukça keyifliydi. Kıvanç Baruönü yönetmenliğinde, inanılmaz ciddi bir ön hazırlık yaptılar. Benim için özellikle eski arkadaşlarım bir yana, Ediz Hun’la aynı karede yer almak gerçekten çok kıymetliydi.
Yazın komedi filminde rol aldınız, şimdi dram dizisiyle ekrandasınız. Rolün etkisi altında kalmamak için neler yapıyorsunuz?
Rolün etkisinde kalmak benim için söz konusu değil. Ağlama sahnelerinden uzun süre çıkamayanlardan değilim. Rolüm, ‘Kayıt’ ve ‘Kestik’ arasında can bulur. Senaryoda söylediğiniz her kelimeye inancınız, sizi diğer karakter yapar. Özge Özberk Röportaj