Son dönemde dünya gündeminden düşmeyen Ortadoğu, Başakşehir’de düzenlenen bir panelde konuşuldu. Başakşehir Ortadoğu paneli
Başakşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Ortadoğu Sıcak Bölge” isimli panele Mısır’da güvenlik güçlerinin 14 Ağustos’ta Rabiatul Adeviyye meydanındaki darbe karşıtı göstericilere müdahalesi sonucu hayatını kaybeden Esma el-Bilteci abisi Ammar Bilteci’de konuk olarak katıldı.
Ev sahipliğini Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş’ın yaptığı panele Başakşehirlilerde yoğun ilgi gösterdi.
‘Sadece hürriyet istedik, artık susmayacağız’
Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelin Moderatörlüğünü Demet Tezcan yaptı. Arap Dünyası’ndaki değişimin geleceğini Turan Kışlakçı, İslam’a karşı İslam ışığında Ortadoğu projesini Nevzat Çiçek, Savaşın masumları kadın ve çocuklarını Tülay Gökçimen, Mısır’da kadın hareketi ve Rabia direnişini Nihad Libeli’nin anlattığı panelde Ortadoğu geniş bir perspektifle ele alındı.
Panel, Esma el-Bilteci abisi Ammar Bilteci’nin açılış konuşması ile başladı. Bilteci, “Mısır’daki olaylar tüm İslam Âlemini ilgilendiren olaylardır. Hepimiz birbirimizi hissetmek zorundayız. Dökülen kanlar bizleri birbirimize bağladı.
Bizler artık mazlum boynu bükük olmak istemiyoruz, artık susmayacağız. Sadece hürriyet istedik.” Kız kardeşi esmanın şehit edilmesi ile ilgili duygularını da paylaşan Bilteci sözlerini şöyle sürdürdü, “Esma’nın ölümü hepimize hürriyet bayrağını kaldırmamız için ders oldu. Küçük yaşına rağmen her zaman mazlumun yanındaydı. Allah (c.c) her zaman insanlar arasından bazılarını seçer. Onlar, doğruluğu insanlara aktarmaya gayret eder, kardeşimde onlardan biriydi. Halkımız zalime karşı direnmeye devam edecek.”
‘İslam Coğrafyası’nda yaşananlar görmezden geliniyor’
Panelin Moderatörlüğünü yapan Demet Tezcan, Fransa’da yaşanan sıcak gelişmeyi de değerlendir. Özgürlük mücadelesi verirken şehit edilen binlerce Mısırlı, ne Irak’ta katledilmiş olan 1,5 insan, ne de Suriye’de işkencenin bin bir çeşidini yaşayan insanlar maalesef Fransa’da ki 12 kişiye tekabül etmiyordu. Tüm dünyanın kol kola yürüyüşleri gösterdi ki İslam Coğrafya’sında yaşananlar görmezden geliniyor.”
Panel’de Suriye’de çekmiş olduğu Savaşın Çocukları ve Haykırış isimli iki kısa filmi gösterilen Yönetmen Tülay Gökçimen, bölgeyle ilgili izlenimlerini paylaştı, “Suriye’de iç savaş başladığı zaman yönetmen olarak bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Belgesel sırasında öyle acı şeylere şahit oldum ki anlatamıyorum. Suriye denildiği zaman aklımıza dilenciler geliyor. Suriye’de 300 binden fazla insan özgürlük mücadelesi için öldü. Bu insanlar sokakta dilenmek için bu mücadeleyi vermedi. Evlatları gözleri üzerinde öldürülmüş kadınlar var. Bizim bildiğimiz Suriye’de 27 tane işkence hane var. Şu anda 6 bin kadın kayıp. Haberleri izlediğimiz zaman etkilenmiyoruz bile.”
Mısır Meydanları’nda Rabia direnişine katılmış olan, İhvan Üyesi Nihad Libeli ise direnişi anlattı, “Kadın örnektir, liderdir. Müslüman kadınların çocuklarını şehitliğe hazırladığını bildiği için onları hedef aldı. Kadınlarımız zulme uğradı, hakları yendi. Sisi zulme devam ediyor. Halk onurunu geri almak için ayaklandı. İlk ayaklanan kadınlar oldu. Mısırlı hanımların ilk hedefi Mesci-di Aksa’yı özgürlüğüne kavuşturmaktı. Ellerindeki bayrak sadece Mısır bayrağı değildi. Suriye ve Filistin bayraklarını da birlikte taşıdılar.”
Pasif direnişin adı Adeviyye’dir
Gazeteci, yazar Nevzat Çiçek İslam’a karşı İslam ışığında Ortadoğu projesi başlığında bölgeyi değerlendirdi “Suriye’yi değerlendirdiğimizde bugünkü akıl ile değerlendiriyoruz. Oysa bir 80 yıl geriye gitsek Suriye’nin ayrı bir toprak olmadığını görürüz. Ben artık pasif direniş dendiğinde Gandi örneğini vermiyorum, Adeviyye’yi veriyorum. İslam’a karşı İslam oluşturulurken bunun üç temel ayağı olduğunu görürüz; Mezhep’e karşı mezhep, coğrafyaya karşı coğrafya, ılımlı İslam’a karşı radikal İslam. Terazinin üçayağın oluşturduğu sonuca baktığımızda Protestan Seküler İslam olduğunu görürüz. Terazinin bir ucuna Işid İslam’ı, diğer ucuna içi boşaltılmış İslam ve bu ikisi arasında seçim yapılmaya zorlanan bir kesim var.”
Arap Dünyası’ndaki değişimin geleceğini ele alan Yayın Yönetmeni, Gazeteci, Yazar Turan Kışlakçı, “Ortadoğu İslam’ın doğduğu yerdir. Başbakanımız ben Ortadoğu’ya bataklık dedirtmen dedi. Muhammed İkbal bahar ayını tasvir ederken genelde gelinciklerle tasvir eder.
Ümmetin şehitlerini de gelinciklere benzetir. Baharın doğuşunu gelinciklere benzetir. Bir toplum şehit veremeye başladıysa bilin ki yeni doğuş başlamıştır, o toplum diriliyordur. Özgürlüğün kapısı kırmızıdır, diyor. Kur’an hey yüzyılda bir değişim olur, diyor. Arap baharı değişimin başlangıcıydı, ama değişim tamamlanmadı.”
Soru cevap ile sona eren panelin sonunda Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş katılımcılara teşekkür ederek, gecenin anısına çiçek takdim etti.