Yüksek reytingli “Diriliş Ertuğrul”, Halime Hatun’u canlandıran Esra Bilgiç’in ilk dizisi. Ertuğrul Bey’in hatununu oynayan Bilgiç bu konuda kendini çok şanslı gördüğünü söylüyor. Diriliş Ertuğrul Esra Bilgiç verdi.
Tiyatro yapmayı, sinemada farklı rollerle seyirci karşısına çıkmayı hedefliyor. Esra Bilgiç ile dizisini ve oyunculuk hikayesini konuştuk.
“Diriliş Ertuğrul” ilk işiniz ve ilk işinizde kadın başrol olarak izliyoruz sizi. Oyunculuk hayaliniz miydi?
Eniştem ve halam Devlet Tiyatroları’nda çalışıyordu, beni hep çocuk oyunlarına götürürlerdi. Öyle oldu keşfetmem. Tiyatroda çocuk oyunlarında oynadım, televizyona ilgiliydim. Gözlem yeteneğim de yüksekti ama üniversiteye hazırlandım derken bir süre olmadı.
İlk işimde “jeune fille” oynadım, bundan sonra da öyle olur diye düşünüyorum. Çok güzel bir şey ve büyük bir şans. Bunun farkındayım. Benim için de büyük sorumluluk tabii. Mesleğe dair az bir eğitimim vardı ama bana güvendiler, yapabileceğime inandılar ve yaptım.
Ertuğrul Bey’in hatunu Halime Hatun’u canlandırıyorsunuz.
Ertuğrul’la senelerdir birlikte ve aynı şartlarda yaşıyor, tüm problemleri birlikte göğüslüyor. Çocukları var. Zaten olgundu ama bu sezon iyice olgunlaştı. Artık bey hatunu oldu. Ertuğrul obada yokken söz Halime’de. Onun obadaki vekili. Diriliş Ertuğrul Esra Bilgiç
“Öğrenmek zorundayım”
Daha güçlü bir karakter olarak ekranda olacaksınız yani. Artık daha güçlü, her şeyin daha bilincinde. Ertuğrul’un arkasında; ilk çocuğunu da doğurdu, artık bir anne. Güçlü bir kadını oynamak güzel. Ama beyin hatunusunuz, hep güçlü olmak zorundasınız; gözünüz bile dolamaz insanlarla konuşurken. Onları her zaman motive etmek zorundasınız. Halime için yorucu, onun için üzülüyorum. Çok kutsal bir şey bir yandan da, Osman’ın annesi olacak. Osmanlı’nın soyu sizden geliyor düşünsenize. Çok gurur duyuyorum o anlamda her şeyden öte.
Siz karakterinizle nasıl bir bağ kuruyorsunuz?
İki senedir Halime’yi oynuyorum. Sabır öğrendim ben Halime’den. Her anlamda, hem mesleki anlamda hem insanlara karşı. Bir de insanın kendine karşı dürüst olmasının ne kadar önemli olduğunu gördüm bu süreçte.
Dönem dizisiyle başladınız oyunculuğa. Nasıl bir tecrübe?
Tarihe ilgim vardı her zaman. Dönem dizisinde bir anlamda şanslısınız çünkü rehber olarak alabileceğiniz bir sürü kaynak var. Döneme dair kaynaklardan bilgi alıyorum. Bu yaz tatilinde bu 80 yıllık süreci anlatan altı kitap okudum. Tabii ben yorumluyorum Halime’yi, dizideki bir kurgu.
Dönem dizisinin bir farklı da kostümler, atlar, kılıçlar…
Hepsi çok profesyonel işler. Hülya (Darcan) abla hep der: “Bir oyuncu piyano çalmayı da öğrenecek, ok atmayı da bilecek, ata da iyi binecek.” Zaten benim işim bu, öğrenmek zorundayım. Bu işin bana en büyük katkılarından oldu. Kılıç eğitimi aldım, at binmeyi, ok atmayı öğrendim. Artık iyi bir şekilde at biniyorum diyebilirim. Bir de edep-adap derslerimiz var, tarih hocamız geliyor oturmadan kalkmaya, el nasıl silinir, peşkir nasıl kullanılır gibi konularda çalışıyoruz.
Bir anneyi canlandırmak nasıl?
Halime’nin kardeşi vardı, zaten anne gibiydi. Ablalık da anne olmak gibidir biraz zaten, gerçek hayatta ben de ablayım. Anneyi oynamak güzel, insanlar kendilerinden daha fazla şey bulabiliyorlar. Çünkü herkes abla ya da anne ya da birilerini seviyor kendi hayatında. Ben o anaçlığı ve merhameti görmeyi seviyorum ekranda. İnsanlar da merhametli bir şeyler izlemeyi seviyor. Ve bu dizi zaten vicdan ve merhamet üzerine kurulu.
Set ortamınız nasıl?
Biz çok eğleniyoruz. Bana çok yardımcı oluyorlar, çok şanslıyım hem iyi insanlarla hem de iyi oyuncularla çalıştım.
“Dönem dizilerinin tadı bir başka”
Arkeoloji eğitimi almışsınız sanıyorum.
Yok, 1.5 sene arkeoloji okudum. Bilkent Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okuyorum, 3. sınıfa geçtim. Şu an Galatasaray Üniversitesi’nde Fransızca öğreniyorum. Oraya geçme ihtimalim var.
Boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?
Eğer çok yorgun değilsem mutlaka dışarı çıkmak, sahile gitmek istiyorum. Bir Ankaralı olarak denize karşı fazla bir sempatim var. Spor yapıyorum, at binmeye çalışıyorum arada. Kitap okurum, çok film izlerim ben olsam ne yapardım kısmını çeşitlendirmek için. Yabancı ve Türk dizilerinden takip ettiklerim var.
Sonrası için hedefleriniz neler?
Hayalim Şener Şen’le bir sinema filmi çekmek. Çok seviyorum, zaten ona hayran olmayan yoktur diye düşünüyorum. Komedi oynayabilirim. Çevremden, oyuncu arkadaşlarımdan gelen tepkiler de o yönde. Hiç denemedim ama neden olmasın. Önce bir tiyatro oyunu yapmak istiyorum. Dizi olarak dönem dizilerinin tadı bambaşka bence ama kısmet, bakalım yolumuz nasıl devam edecek. Milliyet